Aliyev ve Paşinyan Washington’da Görüştü

İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan’ın bugün Washinton’da bir araya gelmesinden çıkarılabilecek en az bir önemli sonuç var: Rusya Azerbaycan ve Ermenistan arasında tek arabulucu olmak istiyordu fakat Ukrayna’yı işgali Moskova’nın Kafkasya’daki pozisyonunu olumsuz yönde etkiledi ve şimdi iki ülkenin lideri de Moskova’nın yerini Washington’ın almasını istiyor.

Paşinyan ve Aliyev, Trump’la ilk döneminde görüşmeyi başaramamıştı. İkinci döneminde de Trump’ın önceliği Kafkasya değil Gazze ve Ukrayna’ydı.

Fakat bu iki cephede de barış yolunda bir ilerleme sağlayamayınca, gözlerini Ermenistan-Azerbaycan’a dikti. İki ülkenin barış anlaşması taslağı zaten hazırdı, sadece imzalanması kalmıştı.

Yine de Rusya’yı devre dışı bırakmak haricinde Washington’daki toplantının pratikte ne fayda sağlayacağı net değil. Aliyev barış anlaşması için Ermenistan Anayasası’nda bir değişiklik yapılmasında hâlâ ısrarcı.

Basında çıkan bazı haberlerde Zengezur Koridoru’nun açılması konusunda bir uzlaşmaya varıldığı yer aldı: Buna göre Koridor Ermenistan kontrolünde olacak fakat bir Amerikan şirketi tarafından işletilecek.

Bugün Washinton’da iki liderin barış yolunda bir anlaşma imzalaması bekleniyor. İki lider de bir barış anlaşması için istekli olduklarını defalarca dile getirdiler.

Fakat bazı uzmanlar, ABD’nin bu sürece dahil olmasının faydadan çok zarar getirebileceğinden endişeli.

ABD’deki Cumhuriyetçiler, bugünkü zirveyi Trump’ın barış sağlama dehasının bir eseri olarak nitelese de aslında bu, Bakü’yle Moskova’nın arasının açılmasının bir sonucu.

Temmuz başında iki Azerbaycan vatandaşının Rusya’da gözaltında ölmesi, resmen müttefik olan Moskova ve Bakü arasındaki en büyük diplomatik krize yol açtı.

Kremlin “Bakü’nün diplomatik protestosu” olarak adlandırdığı bu duruma hazırlıksız yakalandı ve hâlâ nasıl yanıt vereceğine karar verebilmiş değil.

Fakat bu gelişme, kağıt üzerinde Rusya’nın müttefiki olan Ermenistan’da sevinçle karşılandı. Erivan’daki algı, Rusya’nın arabulucu olarak Bakü’nün tarafında olduğunu yönündeydi.

Bu süreçte Ermeni yetkililer bazı kilise ve muhalefet temsilcilerini tutukladı ve onları darbe girişimiyle suçladı. Paşinyan’ın çevresi, bunun arkasında Moskova’nın olduğunu ima etti.

Birbiriyle bağlantısı olamayan bu iki olay, iki ülkede de yıllar boyunca Rusya’ya dair bastırılmış hoşnutsuzluk ve güvensizliğin gün yüzüne çıkmasını sağladı. Aralarındaki onca farka rağmen hem Ermenistan hem de Azerbaycan’ın elitleri, Rusya’nın patronluk taslayan tavırlarından aynı oranda bıkmıştı.

Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı kapsamlı işgale başlaması bu hissi artırdı ve son yüzyıllarda kendi başlarına gelen Ruslaştırmayı, ulus hareketlerinin bastırılmasını, Dağlık-Karabağ çatışmasında Sovyetler Birliği ve Rusya’nın rolünü hatırlattı. İki taraf da bu rolün yıkıcı ve olumsuz olduğunu düşünüyor.

Erivan’daki inanış, Moskova’nın Ermenistan’ı felaketin eşiğine getirdiği ve şimdi ulusal bağımsızlıklarını yeniden tesis etmelerinin gerektiği yönünde.

Bakü’deki elitler ise Moskova’nın, Azerbaycan’ın Güney Kafkasya’daki en güçlü orduya sahip bölgesel bir güç haline geldiği ve artık Rusya’nın “arka bahçesindeki” ülkelerden biri olmadığını anlamasını istiyor.

İki ülkenin Moskova’dan uzaklaşırken birbirleriyle yakınlaşmasının ilk meyvesi Aliyev ve Paşinyan’ın Abu Dhabi’de, ilk defa aracılar olmadan veya başka bir etkinlik kapsamında olmadan bir araya gelmesiydi.

Bu görüşme iki taraftan da delegasyonların çabalarının eseriydi. Bu buluşma öncesinde aylarca tartışmalı konuları ikili bir şekilde ele almışlardı. Sürekli temas halinde olan danışmanlar ve diplomatlar pek çok konuyu özgürce tartışabilmişti.

İki delegasyondan kaynaklar böylesi görüşmeler sayesinde karşı tarafın tartışmalı konulardaki tutumlarını tahmin etmeye uğraşmak yerine gerçek düşüncelerini doğrudan öğrenebilmenin büyük bir kazanım olduğunu söylüyor.

Abu Dhabi’deki görüşme öncesinde Azerbaycan’daki hükümet yanlısı medyanın Ermenistan’a dair söylemi dikkat çekici bir şekilde değişti, daha saygılı oldu: Tehditler ve ültimatomlar yerini barış ve beyaz sayfa açma çağrılarına bıraktı.

Bu ton zirvenin ardından da devam etti.

Ermenistan’da ise siyasetçiler, komşularından gelebilecek yeni askeri tehditlerden söz etmeyi bıraktı.

Fakat bu tarihi zirve aynı zamanda Moskova’dan duyulan rahatsızlığın, onlarca yıl boyunca birbirlerine karşı beslenen nefret ve düşmanlığın üstesinden gelmeye yeterli olmadığı da görüldü. Azerbaycan hâlâ barış anlaşması için Ermenistan Anayasası’nda değişiklik ısrarını sürdürüyor. Bunun içinse sonucu kestirilemeyen bir referandum gerekli ve 2026 yazından önce düzenlenmesi de mümkün değil.

Zengezur Koridoru’nun kontrolü de uzlaşılamayan bir başka konu: Aliyev gümrük kontrolü yapılmaması konusunda ısrarcı, Paşinyan ise bunu Ermenistan’ın egemenlik hakkının bir ihlali olarak görüyor.

Gümrük kontrollerinin Batılı bir şirkete yaptırılması fikri bir orta yol gibi gözüküyordu. BBC’ye bilgi veren iki ülkeden yetkililer, bu konuda İsviçreli bir şirketin bir teklifle geldiğini fakat bu teklifin iki ülkeyi de tatmin etmediğini söyledi.

Temmuz ayında ise ABD’nin bu rolü üstlenme ihtimali gündeme geldi ancak basına çok erken sızdırılan bilgiler ve Trump’ın atadığı görevlilerin özensiz açıklamalarının ardından Ermeni yetkililer ABD’nin önerisini kabul edilemez bulduklarını açıkladı.

Bugünkü görüşmenin öncesindeyse ABD her iki tarafın da kabul edebileceği bir formül bulmuş gibi gözüküyor. Fakat yine de planların ülkelerden biri tarafından reddedilme riski yüksek.

Bölgesel uzmanlar Philip Gamagelyan ve Zaur Shriev, bugünkü zirve öncesinde yazdıkları makalede, iki ülkenin iki yıllık doğrudan diyalogunun, büyük güçlerin 30 yıldır süren arabuluculuklarından çok daha verimli sonuç verdiğini belirtti ve bunu “kolonici bağımlılığından kurtuluş” olarak niteledi.

Fakat bu iki uzman, şimdi başka bir süper gücün araya girmesinin bu dinamiği dinamitleme riski taşıdığı görüşünde.

Nobel emelleri: Ermenistan-Azerbaycan çatışması Trump için neden kullanışlı?

Cumhuriyetçi Kongre üyesi Joe Wilson 4 Ağustos’ta, Amerikan tarihinde Donald Trump kadar barış sağlayıcı bir liderin görülmediğini, Demokratik Kongo’nun Ruanda’yla, Tayland’ın Kamboçya’yla, Hindistan’ın Pakistan’la çatışmasını sonlandırdığını söyledi ve ekledi.

Bunu alıntılayan Kongre’deki Cumhuriyetçiler’in sosyal medya hesabı “Sırada Ermenistan ve Azerbaycan var. Nobel Barış Ödülü’nü hak ediyor!!! Arabulucuların şahı!” ifadelerini kullandı.

Bahar aylarında konuştuğum ve adını gizli tutmamı isteyen kıdemli bir Ermeni diplomat Erivan’ın, Donald Trump’ın Nobel Barış Ödülü kazanma isteğine güvendiğini söylemişti.

O sıralar barış görüşmeleri tıkanmış gözüküyordu ve bunun üzerine Amerika’yı işe dahil etmeye karar verdiler.

Fakat Ermeni diplomatlar Trump’ın Güney Kafkasya ile hiç ilgilenmediğini fark etse de, Ukrayna ve Gazze’de bir ilerleme sağlayamayacağını ve bu durumda kendini bir barış sağlayıcı olarak göstermek için başka bir yere ihtiyaç duyacağını başarılı bir şekilde öngördüler.

Azerbaycan’da ise ABD’nin rolü daha tartışmalıydı. Bakü uzun zamandır istediği hedefe ulaşmıştı: Ermenistan’la aracısız müzakereler. Trump’ı bir arabulucu olarak davet etmek, zor bir şekilde ulaşılmış bu hedefi terk etmek anlamına gelecekti.

Öte yandan Bakü, Washington’la ilişkilerini geliştirmek istiyordu ve Trump’ın Nobel isteğini, onunla görüşebilmek için kullanmaya karar verdi.

Trump yönetiminin ekonomiye dair anlaşmalar yapma konusundaki istekliliğini göz önünde bulundurunca, iki taraf da koridorun Ermenistan’daki kısmının bir Amerikan şirketinde olması önerisini destekledi.

Fakat müzakereler sürerken, detaylar daha herkesin kabul edebileceği bir hale gelmeden bu fikir erkenden basına sızdırıldı.

Daha da zarar verici olan, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın açıklaması oldu. Eylül ortasında ABD’nin Ermenistan’daki bu koridoru 100 yıllığına kiralayabileceğini söyledi, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki anlaşmazlıkların “kabile anlaşmazlığı” olduğunu belirtti ve iki toplumun “az gelişmiş toplumlar” olduğunu ima etti.

Birkaç gün sonra Trump, kendisinin sayesinde Bakü ve Erivan’ın barışa yaklaştığını söyledi.

Fakat Trump tarafından görevlendirilmeden önce bir diplomatik tecrübesi olmayan işadamı Barrack’ın açıklamaları Ermenistan’daki yetkilileri rahatsız etmişti. Çünkü uzun vadeli kiralama veya ülkenin egemenliğine zarar verebilecek yöntemleri desteklemiyorlardı. Ermenistan yasaları bu tür kiralamalara yalnızca tarımsal amaçla izin veriyor.

Azerbaycan hükümetinin görüşünü iyi bilen bir kaynak, detayları göz ardı eden, gerekli diplomatik tecrübesi olmayan ve yalnızca başarılı gözükme odaklı bir Amerika’nın, koridor müzakerelerinde yarardan çok zarar verebileceğini söylüyor.

Hem Azerbaycan hem de Ermenistan tarafından kabul edilebilecek bir gümrük incelemesi formülünün, Amerikan fiyaskosu yüzünden çöpe atılabileceği karamsar bir senaryonun da mümkün olduğunu belirtiyor.

Bölge uzmanları Shiriev ve Gamagelyan ise “Batı’nın bölgeye girişinin bir lütuf olması düşük ihtimal. Aksine Moskova’nın etkisinin yerine Washington’ınkini koyma girişimi olması daha yüksek ihtimal. Bu da tepki, istikrarsızlık ve nihayetinde geri çekilme riski taşıyor” diyor.

Related Posts

Galatasaray, Gaziantep FK’yi 3-0 Geçti

Galatasaray, deplasmanda Gaziantep FK’yı 3-0 yenerek sezona galibiyetle başladı.

Kayserispor, Joao Mendes’i Kadrosuna Kattı

Kayserispor, transfer yasağının kalkmasının ardından Portekizli Joao Mendes ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.

Gaziantep FK, Galatasaray’a 3-0 Mağlup

Teknik direktör Taşdemir, penaltı sonrası gardlarının düştüğünü ve eksiklerin olduğunu belirtti.

Real Madrid, Gonzalo Garcia’nın sözleşmesini uzattı

Real Madrid, 21 yaşındaki İspanyol santrfor oyuncusu Gonzalo Garcia’nın sözleşmesini 2030’a dek uzattı.

Niğde’de 8 Yaşındaki Çocuğa Saldırı, 4 Şüpheli Yakalandı

Niğde’de bir silahlı saldırıda 8 yaşındaki çocuk ağır yaralandı, 4 şüpheli polis tarafından yakalandı.

Hırsızlar Kuyumcudan Boş Döndü

Başakşehir’de kuyumcuya giren hırsızlar kasa bulamadan alarm nedeniyle kaçtı. Olay güvenlikte kaydedildi.