Bakanlık duyurdu: Avrupa’nın 4 katı şeker içeren ürünlere düzenleme geliyor

Türkiye’de gazlı içeceklerdeki früktoz oranının Avrupa ülkelerinin yaklaşık dört katı olduğu, geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu‘nun açıklamalarıyla gündeme geldi. Bakan, şekerli ve gazlı içeceklerle ilgili yeni düzenlemenin önümüzdeki yasama döneminde Meclis’e geleceğini duyurdu. Konunun yalnızca beslenme alışkanlıklarını değil, halk sağlığını da yakından ilgilendirdiğini belirten uzmanlar, yüksek früktozlu mısır şurubunun obezite, karaciğer yağlanması ve kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere pek çok ciddi sağlık sorununu tetiklediğine dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri, Türkiye’nin obezitenin en hızlı arttığı ülkelerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Okulların açılmasına kısa bir süre kala uzmanlar “Genç neslin sağlığını korumak adına ne yapılmalı?” sorusuna yanıt verdi.

Hürriyet yazarı Fulya Soybaş, konu hakkında uzman görüşlerini aktardığı yazısında şunları söyledi:

“İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya’yı aradım. Früktozun aslında elma, armut, üzüm gibi meyveler ve enginar, kuşkonmaz gibi sebzelerde bulunan bir çeşit ‘basit şeker’ olduğunu söylüyor. ‘Ancak’ ile parantez açıyor:

‘Hazır içecek- gıda sektörünün hızla gelişmesi ile endüstri, şekeri daha ucuza mal edebilmek ve taşınması, saklanması daha kolay olduğu için früktozlu mısır şurubunu icat etti’

‘Doğal früktoz karaciğerde emilir ve enerjiye dönüşür. Ancak karaciğer, yüksek früktozlu mısır şurubunu aynı oranda işleyemez. Bu durum, uzun vadede insülin direncine, karaciğer yağlanması, kilo artışı ve obeziteye, bunun da sonu çoğu zaman siroza varır. Şu an dünya genelinde yaygınlaşan sirozun bir numaralı sebebi obezite ve bunun da sebebi; hazır gıdalar ve içeceklerde bulunan, nişasta bazlı- yüksek früktozlu mısır şurubu kaynaklı endüstriyel şekerlerdir. Aşıların da bulunmasıyla Hepatit ve alkole bağlı karaciğer sirozları nispeten azalmıştır. Ayrıca früktoz, trigliserit düzeyini yükselttiği için damar sertliği ve kalp hastalıkları ve ürik asit seviyesini artırarak, gut hastalığı ve böbrek taşı riskine de yol açar.’

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Türkiye, obezitenin en hızlı artış gösterdiği ülkelerin başında. DSÖ’nün 2060 için global ölçekli obezite projeksiyonu yüzde 70’ken, bu oran Türkiye için yüzde 94 oldu. Sağlık Bakanlığı’nın 2016’da yaptığı ve ilkokul çağı çocukların örneklem seçildiği araştırmaya göre ise 5-14 yaş grubu çocukların yüzde 10’u obez, yüzde 25’iyse fazla kilolu çıkmıştı. Okulların açılmasına 3 hafta kala, Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk‘e sorum şu: ‘Genç neslin sağlığını korumak adına ne yapılmalı?’ 5 maddelik cevabı şu:

    1. Kantin düzenlemesi: Gazlı-şekerli içecek ve yüksek früktozlu ürünlerin satışı kısıtlanmalı; yerine süt, ayran, meyve ve sağlıklı atıştırmalıklar konulmalı.
    2. Etiketleme şeffaflığı: Ürünler üzerindeki şeker miktarı; früktoz- glikoz diye ayrılmalı ve halkın anlayacağı şekilde, küp şeker cinsinden gösterilmeli.
    3. Fiyat politikası: Sağlıksız içecek ve yiyeceklerden ek vergi alınmalı, sağlıklı ürünler uygun fiyatla satılmalı. Okullarda ücretsiz ve temiz içme suyu istasyonları bulundurulmalı.
    4. Eğitim ve farkındalık: Öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik beslenme bilinci programları uygulanmalı.
    5. Reklam sınırlamaları: Çocuklara yönelik reklamlar ya yasaklanmalı ve ciddi kısıtlamalara tabi tutulmalı.”

Yazının tamamı için .

 

 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 

Related Posts

Bayburt’ta kalp yetersizliğiyle 4 senedir mücadele eden hastaya şoklama özelliği bulunan kalp pili takıldı

Bayburt’ta 4 yıldır kalp yetersizliğiyle mücadele eden 57 yaşındaki bir hastaya, Uzm. Dr. Ali Can Özkan ve Anjiyografi Ünitesi ekibi tarafından, ani kalp durmalarına karşı koruma sağlayan şoklama özellikli kalp pili (ICD) başarıyla takıldı.

Diyabet alarmı: Çocuklarda vaka sayısı artışta

Ülkemizde 0-18 yaş grubundaki her 100 bin çocuktan yaklaşık 10-20’sinde Tip 1 diyabet görülüyor. Hastalığın görülme yaşı giderek düştüğünü, okul öncesi dönemde, hatta 1 yaşından küçük bebeklerde bile tanı konulabildiğini belirten Uzm. Dr. Jalilova, “Bu durum, ebeveynlerin ve sağlık çalışanlarının çocuklarda diyabet belirtilerini erken fark etmesinin önemini artırmaktadır” dedi.

Çocuğunuzun duruşuna dikkat ettiniz mi? Kalıcı hasara yol açabilir

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gökhan Özkoçak, skolyozun yalnızca estetik değil, sağlık açısından da ciddi riskler taşıdığını vurguladı. Özkoçak, erken teşhisin cerrahiye gerek kalmadan tedavi şansı sunduğunu belirtti.

Felç riskinin en yüksek olduğu kan grubu açıklandı

Yeni bir genetik araştırma, A kan grubuna sahip bireylerin 60 yaşından önce felç geçirme riskinin diğer gruplara göre daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre O grubu bireyler ise daha düşük risk taşıyor.

Türkiye şişmanlıyor mu? 3,5 milyon kişilik ölçümden çarpıcı sonuçlar

Sağlık Bakanlığı’nın ülke genelinde hayata geçirdiği ‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının ilk 5 haftasında ölçüm yapılan 3 milyon 572 bin 436 kişiden 2 milyon 221 bin 201 kişinin vücut kitle indeksi ‘normal’ kilo aralığının üzerinde çıktı. Ölçüm yapılanların yaklaşık yüzde 5’inin ‘zayıf’, yüzde 32’sinin ‘normal’, yüzde 35’inin fazla kilolu, yüzde 28’inin ‘obez’ aralığında olduğu; erkeklerde ‘fazla kiloluluk’, kadınlarda ise ‘obezite’ oranının fazla olduğu belirlendi.

Masum gibi görünen bu belirti, ileride telafisi zor sorunlara yol açabilir

Çene yapısındaki gerilik çocuklarda hem estetik hem de işlevsel sorunlara neden olabilir. Uzmanlar, 10 yaş öncesinde başlayan ortodontik müdahalelerin çene gelişiminde kritik rol oynadığını vurguladı.